1. Anasayfa
  2. Nasıl Yapılır?

Bu turşu diğerlerine benzemiyor

İçerdiği yüksek oranda omega-3 yağ asitleriyle dikkat çeken semizotu, artık sadece salata ve yemeklerin değil, turşuların da baş tacı oldu. Anadolu’da “pirpirim” adıyla da bilinen bu şifalı bitki, turşu formuyla hem uzun süre dayanıyor hem de sofralara farklı bir lezzet katıyor.

Bu turşu diğerlerine benzemiyor
0

Kökeni Orta Doğu ve Hindistan’a dayanan semizotunun tarihçesi oldukça eskiye uzanıyor. Tarihi kaynaklara göre, bitkinin ilk yazılı kaydı 15. yüzyılda, 1421 tarihli bir eserde, Yadigâr-ı İbnî Şerif’in yazılarında geçiyor. O tarihten bu yana pek çok medeniyetin mutfağında kendine yer bulan semizotu, günümüzde de doğallığı ve faydalarıyla öne çıkıyor.

Doğadan Sofraya: Semizotu Turşusu Nasıl Yapılır?

Semizotu turşusu yapımında en çok tercih edilen tür, doğada kendiliğinden yetişen yabani semizotudur. Hafif ekşi aroması, pembe-mor tonlarındaki ince sapları ve küçük yapraklarıyla tanınan bu tür, turşu yapımında hem dayanıklılığı hem de yoğun aromasıyla fark yaratır.

Turşunun yapımı ise oldukça pratik:

Malzemeler:

  • Yabani semizotu (temizlenmiş ve iri parçalara ayrılmış)
  • Birkaç nohut tanesi
  • 2–3 diş sarımsak
  • 5–6 adet karabiber
  • 1 dilim limon
  • 1 yemek kaşığı kaya tuzu
  • 1 çay kaşığı limon tuzu
  • Yarım su bardağı üzüm sirkesi (isteğe göre elma sirkesi de kullanılabilir)
  • İçme suyu

Yapılışı:

  1. Kavanozun tabanına birkaç nohut, sarımsak, karabiber ve limon dilimini yerleştirin.
  2. Ayıklanmış ve yıkanmış semizotlarını kavanoza nazikçe, bastırarak doldurun. Özellikle sap kısımlarını semizotu yüzeye çıkmaması için üst kısma dizin.
  3. Üzerine kaya tuzu ve limon tuzunu serpiştirin.
  4. Sirkeyi ekleyin, kalan kısmı içme suyuyla tamamlayın.
  5. Kavanozun ağzını sıkıca kapatın ve güneş almayan serin bir yerde 10–15 gün kadar bekletin. Turşunuzu açtıktan sonra mutlaka buzdolabında saklayın.

Fermente olduktan sonra hazır hale gelen semizotu turşusu, özellikle et ve bakliyat yemeklerinin yanında harika bir eşlikçi olarak sofralardaki yerini alıyor. Doğal probiyotik etkisiyle sindirimi destekleyen bu geleneksel lezzet, hem sağlıklı hem de pratik bir alternatif sunuyor.

Faydası saymakla bitmiyor

  1. Zengin Omega-3 Kaynağıdır: Bitkisel kaynaklı omega-3 ile kalp ve damar sağlığını destekler.
  2. Antioksidan Etkilidir: Hücreleri serbest radikallere karşı korur, yaşlanmayı geciktirir.
  3. Sindirim Sistemini Rahatlatır: Lif açısından zengin olduğu için bağırsakları düzenler.
  4. Kan Şekerini Dengeler: Şeker hastaları için doğal bir destekleyicidir.
  5. Cilt Sağlığına İyi Gelir: İçeriğindeki A vitamini ve C vitaminiyle cildi besler.
  6. Bağışıklığı Güçlendirir: Bağışıklık sistemini destekleyen vitamin ve mineraller barındırır.
  7. Kas ve Kemik Gelişimini Destekler: Potasyum ve magnezyum bakımından zengindir.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir