1. Anasayfa
  2. Bilgi

Hayallerinden vazgeçmeyenlerin hikayesi! Bandırma’da başlayan hayalin hikayesi beyaz perdede

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin uzaya ilk uyduyu gönderdiği tarih olan 1957’de Bandırma’da bir grup liselinin bir araya gelerek hayallerinin peşinden gidişlerinin öyküsü beyaz perdeye aktarıldı. Gerçek bir yaşam hikayesi olan filmde Artuğ, Güngör, Atilla, Adnan ve Ali Osman adındaki 5 lise öğrencisinin türlü imkansızlıklar içinde gerçekleştirdikleri roket denemeleriyle Türk havacılık tarihinde yerini alışı konu alınıyor. 21 Ekim’de gösterime giren, Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliğini yaptığı Bandırma Füze Kulübü'nün başrollerinde Erkan Kolçak Köstendil, Aslı Bekiroğlu, Atay Yıldız, Alina Boz, Deniz Can Aktaş yer alıyor.

Hayallerinden vazgeçmeyenlerin hikayesi! Bandırma Füze Kulübü beyaz perdede
0

Soğuk savaşın başladığı dönemde dünya iki kutuplu hale gelmiş ve takvimler 1950’lileri gösterdiğinde uzaya karşı merak ve ilgi üst seviyeye çıkmıştı. Başta ABD ve SSCB olmak üzere Avrupa’dan Asya’ya kadar pek çok ülkede uzay programları başlatılıp bilinmezlerle dolu semanın ötesine geçebilmek için kıyasıya bir mücadeleye girilmişti. Yıl 1957’ye geldiğinde ise SSCB Sputnik’le uzaya roket gönderen ilk ülke olarak ipi göğüslemiş ardından ABD ikinci olarak tarihe geçmişti. İşte bu yıllarda Bandırma’da yaşayan liseli gençler ve arkadaşları, radyodan dinledikleri Sputnik1’den ilham alarak hayallerini uzaya taşımış, ne bir uzay programı, ne devlet desteği ne de maddi güçleri olmadan ‘imkansız’ı başarmak için uzaya roket göndermek üzere “Bandırma Füze Kulübü”nü kurmuşlardı.

 

“İcat çıkarma, otur oturduğun yerde!”

Balıkesir Bandırmada bulunan Şehit Mehmet Gönenç Lisesi öğrencisi olan 5 arkadaş, Artuğ Sayıner, Adnan Zanbak, Ali Osman Caran, Güngör Gezer, Atilla Yedikardeşler uzayla ilgili yarışların yaşandığı dönemde kurdukları kulüple Türk Uzay tarihine adını yazdırır. Ancak 65 yıl önce çıktıkları bu yolda kimi “Siz önce buradan Balıkesir’e bir dolmuş kaldırın da sonra roket yollarsınız. İcat çıkarma, otur oturduğun yerde” diye karşı çıkarken, kimi ise gençleri yüreklendirerek onlara olanaklar sağladı.

“O ağaçları yine dikeriz”

 

Daha sonra Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırmaları Derneği adını alan topluluğun ilk denemesi, 10 Ekim 1959 tarihinde 3 kg ağırlığında, 1 metre boyunda 10 cm çapındaki füze oldu. Füze 440 metre yükseldikten sonra denize düştü. İkinci denemede de başarısız olduktan sonra İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde akademisyen olan Kirkor Divarcı’nın da çalışmalara desteği ile 30 Ağustos 1962 tarihinde ise “Marmara-1” adını verdikleri üçüncü füzeyi fırlattılar. 800 metre yüksekliğe çıkan füze, daha sonra aşağıya doğru inerken 5 dönümlük bir arazinin yanmasına sebep oldu. Ancak zeytinliği yanan çiftçi, gençleri “Siz bu vatan için bir şeyler yapıyorsunuz, biz o ağaçları yine dikeriz, siz devam edin” diyerek destekler.

 

Dernek hala faaliyette

 

4 gün sonra fırlatılan Marmara-2 ise 15 km yol aldı ve başlığı Fener Adası’na düştü. Marmara-4’ün ulaştığı yükseklik ise 5 bin metreyi geçti. Başarıların ardından dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in de desteği ile HUZAD, katıldığı yarışmada Amerika ve Almanya’nın ardından üçüncülüğü elde etti. Çalışmaları, Vega, UçanTürk, Ata-1, Sirius gibi projeler izledi. Bandırmalı gencin hayallerini gerçekleştirmek üzere çıktıkları yolda önce Bandırma Füze Kulübü ardından HUZAD adını alan topluluk, halen Türkiye’nin tek sivil hava kuruluşu olarak çalışmalarını sürdürüyor.

 

İşte gerçek hayatları

Ahmet Şerif İzgören, 2020 yılında kaleme aldığı ‘Bandırma Roket Kulübü’ kitabında amacının bu hikayeyi okuyan çocuklara ‘gelecek için ne yapabilirim’ duygusunu yaşatmak olduğunu belirtiyor. Türk havacılık tarihin geçen, hikayeleri kitap ve film olan o gençler ve onları bu yolda destekleyenlerin hikayeleri ise şöyle:

 

Artuğ Sayıner:

Bandırma Roket Kulübünün kurucularından olan Artuğ Sayıner, grubun lideriydi. Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdi ve avukat olarak görev yaptı.  Halen Bandırma Havacılık ve Uzay Araştırmaları Derneği başkanlığı görevini yaptı ve yaşamını Bandırma’da sürdüren Sayıner, geçtiğimiz yıl 81 yaşında hayata veda etti.

 

Atilla Yedikardeşler:

Grubun en komiği Atilla Yedikardeşler, füze kulübünden sonra ticaretle uğraştı. Babasının dükkanları vardı ve bu dükkanlardaki çalışmalarda görev aldı. Halen ticaretle uğraşıyor ve Antalya’da yaşıyor.

 

Adnan Zanbak:

İnşaat mühendisi oldu ve bir dönem İstanbul Belediyesi’nde görev yaptır. Şu an Kanada’da yaşıyor.

 

Ali Osman Caran:

Bandırma Roket Kulübünün temelleri Ali Osman Caran’ın evinin bahçesindeki küçük kulübede atıldı. Grubun en teknik düşüneni olan Caran, liseden sonra Amerika’ya yerleşti ve halen yaşamını orada sürdürüyor.

 

Güngör Gezer:

Bandırma merkezli Gürses Gazetesi’nde görev yaptı. Bandırma Gazeteciler Cemiyeti kurucuları arasında yer alan Gezer, hayatını kaybetti.

 

Tahsin Çizenel:

Bandırma Şehit Mehmet Günenç Lisesi öğretmenliğine atandı ve Bandırma Roket Kulübü’ne çalışmaları konusunda hep destek verdi. Meslek yaşamı boyunca lise ve ortaokulların çoğunda okutulan, ytamamı 15 cilt tutan geometri ve modern matematik ders kitaplarıyla yarımcı ders kitapları yazdı. 2019 yılında hayata gözlerini yumdu.

 

Kamil Nezih Okumuş:

Bandırma Roket Kulübü’nün temellerinin atıldığı ve kurulduğu dönemde Bandrıma Kaymakamı olarak görev yapar. 1956/1957 yılları arasında Fethiye Kaymakamı olduğu dönemde meydana gelen artarda iki depremin ilkinde halkın evlere girişini yasaklayarak tüm yapıların yerle bir olduğu ikinci depremde olası ölümleri engellemiştir. 1990 yılında hayatını kaybeden Okumuş halen bölge halkının kahramanı olarak anılmaktadır.

 

Halim Menteş

Bandırma 6. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda Kurma Albay olarak görev yaparken Bandırma Roket Kulübü için üssün hurdalığını açar ve istedikleri malzemeleri buradan temin edebileceklerini söyler. Kulüp için büyük destek veren Menteş 1964 yılında hayatını kaybeder.

 

Kirkor Divarcı:

İTÜ Makine Mühendisliği bölümünde akademisyen olan Divarcı, roketlere olan tutkusuyla çeşitli denemeler gerçekleştirmiştir. Bandırmalı gençlere destek olan Divarcı, nişanlısı ile birlikte biriktirdikleri 400 lirayı proje için kullanmakta çekinmeyecek kadar inanmıştı. toplulukla birlikte geliştirdiği pek çok proje, 1962 yılında bilinmeyen bir nedenle evinde çıkan bir yangınla kül oldu ve o tarihten sonra çalışmalar son buldu.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir